Türkiye'nin Jeolojik Özellikleri

    Bir yerin oluşum zamanı ve arazideki tabakaların özellikleri jeolojik yapının göstergesidir.Yapı olarak en yaşlı araziler I. Zaman arazileridir. Bunların bir kısmı Metamorfizmaya uğrayarak sertleşmiş masif arazilerdir. Ülkemizde deniz altı volkanizması II. Jeolojik zamanda meydana gelmiş. III. Jeolojik dönemde ise volkanizma ve Alp orojenezi etkili olmuştur. Deniz tabanında biriken tortullar III. Jeolojik zamanın Oligosen devrinde kıvrılarak yükselmiş ve bu olay Alp Orojenezi olarak adlandırılmıştır. III. Jeolojik dönemden sonra volkanik faaliyetler başlamış ve tarihi çağlara kadar devam etmiştir. Yüzeye çıkan magma volkanik dağlar ve kayaçların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Dünya da üç büyük orojenez yaşanmıştır.

-I. Jeolojik dönemde Kaladonyen dağ oluşumu ki; İskoçya ve Norveç dağları bu zamanda oluşmuş.

-I. Jeolojik zamanın sonunda Hersinyen dağ oluşumudur. Apalaşlar ve Urallar bu dönemde oluşmuştur.

-III. Jeolojik zamanda ise Alpler, And dağları, Kayalık Dağları ve Himalayalar bu zamanın oluşumudur.

 

                  TÜRKİYE’NİN JEOLOJİK DEĞİŞİMİ

Türkiye Dünyada yer hareketlerinin çok sık olduğu Alp Orojenik Kuşağı içindedir. Bu nedenle yer hareketlerinin çok sık yaşandığı bir bölgede bulunmaktadır. Ülkemiz bir jeoloji laboratuarı görünümünde bir yapıya sahiptir. Çünkü ülkemiz hemen her jeolojik devire ait tortul, volkanik, metamorfik kayalara ve arazilere sahiptir. Ülkemiz de her devire ait araziler olmasına karşılık, ülkemiz bu günkü şeklini son jeolojik devirde kazanmıştır.

JEOLOJİ HARİTASI

Paleozoikte Türkiye’nin bulunduğu sahada Tetis adında bir ara deniz bulunmaktaydı. Bu denizin kuzeyinde eski Asya ve Avrupa kıtası, (Fennosarmatia) güneyinde ise bu günkü Afrika kıtasının çekirdeğini oluşturan kıtalar(Gondwana) yer almaktaydı. Bu iki anakaradan taşınan materyaller Tetis de birikti. Deniz tabanında biriken tortular kuzey ve güneydeki kütlelerin sıkıştırması ile kıvrılarak yükselmiş ve sert kütle olan masifleri oluşturmuştur. Çatalca-Kocaeli yarımadası, Ilgaz Dağları ve Zonguldak çevresi, Anamur-Silifke Arası, Bolkar Dağları, Aladağlar, Sultan Dağları, Mardin-Derik Hakkâri-Çukurca çevresinde rastlanır.

Bu devrin Karbonifer döneminde sıcak ve nemli iklim koşulları etkili olmuştur. Bu dönemde oluşan gür bitki ve orman kalıntılarının deniz ve göl ortamlarında birikip metamorfizmaya uğramaları sonucunda Anadolu’nun kuzeyinde Zonguldak ve çevresinde taşkömürü yatakları oluşmuştur


PALEOZOİK’TE(I.JEOLOJİK ZAMANDA) TÜRKİYE

Bu dönemde Anadolu tarihinin en eski dağ oluşum hareketleri olan Hersinyen ve Kaledoniyen dağ Oluşum hareketleri yaşanmıştır. İskoçya ve Norveç(İskandinavya) dağları bu dönemde oluşmuştur. Bu dönemde ülkemizde masif kütleler oluşmuştur. Yıldız Dağları, Saruhan- Menteşe, Kırşehir, Bitlis, Daday-Devrekâni (Kastamonu)bu dönemde oluşan arazilerdir. Bu masifler Türkiye’nin temelini oluşturup daha sonra oluşacak hareketlere yön vermişlerdir.


MESOZOİK’TE(II. JEOLOJİK ZAMANDA) TÜRKİYE

Bu dönemde Gondwana(Afrika’nın çekirdeğini oluşturan kıta) ve Fennosarmatia(Eski Asya ve Avrupa Birleşik Kıtası) anakaralarında şiddetli aşınma, aşınan materyallerin Tetis denizine birikmesi ve kıta çekirdeklerinin birbirine yakınlaşması devam etmektedir. Tetis denizinin güneyinde deniz altı volkanizması etkili olmuş çıkan lavlar ve tortul kayaçların birleşmesi ile Melanj adı verilen karmaşık kaya toplulukları meydana gelmiş. Bu zamanda ülkemizin bulunduğu alanın çoğu Tetis denizi ile kaplıydı. Bu zaman denizel bir ortam olup tortulanma dönemidir. Akarsuların taşıdığı malzemeler bu denizin tabanında tortul tabakalar oluşturmuştur. Alp kıvrımlarına hazırlık dönemi olarak bilinir. Bu dönemde 1.zamanda kıvrılıp yükselen sahalar aşınarak peneplen halini almıştır. Bu peneplenler deniz yükselmesiyle sular altında kalıp tortul sahası olmuştur. Dönemin sonuna doğru tortullar kıvrılıp yükselmeye başlamıştır. Kuzey Anadolu Dağları ve Torosların uzandığı alanlarda İzmir-Ankara arası, Doğu Anadolu da Mercan-Esence dağları ve Aras nehri boyunca bu dönemde oluşmuş arazilere rastlanır. (Güneyde kalkerli, kuzeyde ise kil, kum, mil, çakıl taşı gibi tortullar).Ülkemizde mesozoik arazileri masiflere göre daha yaygındır.

TERSİYER’DE(III. JEOLOJİK ZAMAN) TÜRKİYE

Ülkemizde asıl yeryüzü şekillerinin oluşması bu zamanda oluşmuştur. Bu zamanın başlarında Anadolu kara halini almaya başladı ve Anadolu’nun içlerinde Neojen adı verilen göller oluşmaya başladı. Bu jeolojik zamanın başlarında ülkemiz sıcak ve nemli iklimin etkisi altında kalarak gür bitki toplulukları ile örtülmüştür. Bu dönemde Ankara- Çankırı-Sivas ile Kuzey Anadolu’daki kapalı havzalarda tuzlu ve jipsli tortular oluşturmuştur. Bu zamanın en önemli olayı zamanın ortalarında en şiddetli şeklini alan Alp Dağ Oluşum Hareketinin yaşanmasıdır. Bu dağ sistemi bu zamanda başlamış ve bitmiştir. Alp-Himalaya kıvrım sistemi Fransız Alpleri ile başlar Güneydoğu Asya’ya uzanır. Ülkemizde ki Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları bu sistemim bir parçasıdır. Bu sıradağlar III. Zamanın Pliyosen döneminde aşınmaya başlamış. Aşınan materyaller Neojen Gölleri olarak bilinen Kuzey ve Güney Anadolu Dağları arasında ki sularla kaplı çukurluklarda birikmiştir. Daha sonra bu suların çekilmesi ile Kalker, Marn, Kumtaşı gibi materyaller yüzeyde kalarak bu günkü Orta Anadolu’nun Litolojisini oluşturmuştur. Ülkemizdeki linyit kömürü yatakları bu dönemde oluşmuştur. (Yatağan, Soma, Afşin-Elbistan, Aşkale, Suluova, Çayırhan Linyit yatakları) Güney Doğu Anadolu Bölgesinde petrol yatakları oluşmuştur. Güneydeki kütlelerin(Arabistan Kalkanı) sıkıştırması ile batıya doğru itilen Anadolu fay hatları ile kuşatılmış.

 KUATERNER’DE TÜRKİYE

Türkiye bu günkü şeklini almaya başladı. Bu dönemde sık sık iklim değişimleri yaşanmış. Bu dönemde buzullar etkili olmuştur. Dünya üzerinde buzullaşma arttığı için su dolaşımı azalmış ve denizlerin sevilerinde 100-120m alçalmalar görülmüş. Egeid karası faylanmalarla çökerek Batı Anadolu’dan ayrılmış ve büyük bir kısmı Akdeniz suları altında kalmıştır. Bu olayla birlikte ülkemizin batısında Graben ve Horstlar oluşmuştur. Çöken Egeid adasının bir kısmı su yüzeyinde kalarak bugünkü Ege adalarını meydana getirmiş. Ege denizinin ve Marmara Denizinin tabanının çökmesi ile Akdeniz’in suları buraları doldurarak; Ege Denizi, İstanbul ve Çanakkale, Boğazları oluştu. Boğazlar yolu ile Akdeniz ile Karadeniz’in suları karıştı. Bu zamanın diğer önemli özelliği Flüvyal(Akarsu)aşındırma-biriktirmenin etkili olmasıdır. Anadolu’nun genç yükseltileri aşınarak Karadeniz ve Akdeniz’e taşınmıştır.

-Buzul dönemlerinde dağlarımızda buzullar ve buzul şekilleri oluştu.

-Deniz seviyelerinde değişmeler oldu.( İklim değişmeleri ve yer hareketleri)

-Anadolu toptan yükseldi. Akarsular araziye gömüldü ve platoları oluşturdu.

-İnsanın tarih sahnesinde yerini aldığı dönem olarak kabul edilir.


Yorumlar

En çok araştırılanlar