Türkiye'nin Genel Fiziki Coğrafyası
Yer şekilleri dediğimiz oluşumlar; rüzgârlar, seller, volkanik patlamalar, depremler, heyelanlar, buzulların erimesi gibi doğa olayları sonucunda meydana gelmiştir. Farklı jeolojik zamanlarda, çok uzun yıllar içerisinde oluşan bu yapılar, yeryüzüne şeklini vermektedir. Her birinin meydana gelme şekli ve oluşum süreci farklıdır. Genel hatlarıyla Türkiye’nin yeryüzü şekillerinin özelliklerinden bahsetmek gerekirse; Türkiye ortalama yükseltisi (1132 m) fazla olan bir ülkedir. Dağlık ve engebelidir. Dağlar kıyıya paralel uzanmıştır yani doğu-batı doğrultusundadır. Bu yüzden de iç kesimlere ulaşım zorlaşmıştır. Alp-Himalaya kıvrım dağ kuşağı içerisinde yer alan, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkedir. Türkiye bugünkü halini uzun yıllar boyu geçirdiği aşamalar sonrasında almıştır. Jeolojik zamanlarda geçirdiği değişiklikler, iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle farklı yeryüzü şekilleri oluşmuştur. Yer şekilleri denince işin içerisine, dağlar, ovalar, akarsular ve platolar gibi konular girmektedir. Türkiye'nin yeryüzü şekillerinin oluşmasını sağlayan iç ve dış kuvvetler şu şekildedir;
İç Kuvvetler:
Yeryüzüne asıl şeklini veren, enerjilerini magmadan alan kuvvetlerdir. Kırık ve
kıvrım dağlar ile volkanik dağların oluşması, denizlerde yaşanan gel-git
hareketleri, geniş alanların lavlarla kaplanması iç kuvvetlerin etkisiyle
olmaktadır. Türkiye’de yer şekillerinin oluşmasında en etkili iç kuvvetler
orojenez ve epirojenezdir.
Dış Kuvvetler:
Enerjilerini güneşten alan kuvvetlerdir. İç kuvvetlerin oluşturduğu yeryüzü
şekillerini biçimlendirmeye devam ederler. Akarsu, rüzgâr, buzul, akıntı gibi
aşındırıcı kuvvetlerdir. Türkiye’de yer şekillerinin biçimlenmesinde en etkili
olan dış kuvvet ise akarsulardır.
- Türkiye'nin yeryüzü şekillerinin genel özellikleri şunlardır;
- Yükseklerde geniş düzlükler bulunduğundan yaylacılık yaygındır.
- Yüksek ve engebeli olduğundan yol yapım maliyetleri fazladır.
- Kısa mesafede yükselti değişimleri çoktur.
- İklim, tarım, bitki örtüsü ve nüfus yoğunluğu çeşitlilik göstermektedir.
- Dağlar denize paralel uzanır.
- Falezler çoktur.
- Boyuna kıyı tipi görülür.
- Kıta sahanlığı dardır.
- Kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım tünel ve geçitler ile sağlanır.
- Kıyının gerçek uzunluğu ile kuş uçuşu uzunluğu arasındaki fark çoktur.
Ülkemizde en fazla yer kaplayan yeryüzü şekli dağlardır. Dağlar iklim, bitki örtüsü, yerleşme ve ekonomik faaliyetler üzerinde etkilidir. Yükseklere çıkıldıkça iklimin soğumasına bağlı olarak bitki örtüsü çeşitlilik gösterir. Genel olarak doğu-batı yönlü uzanan sıradağlar bulunmaktadır. Türkiye’deki dağlar orojenik ve volkanik hareketler sonucu meydana gelmiştir.
Orojenik Hareketlerle Meydana Gelen Dağlar:
Kıvrım Dağları:
Bu dağlar orojenez sonucu esnek tabakaların kıvrılarak yükselmesi sonucu
oluşmuştur. Ülkemiz Alp-Himalaya kıvrım dağ kuşağı içerisinde yer almaktadır.
Kuzey Anadolu Dağları ve Toros Dağları bu şekilde oluşmuştur. Yükselme sonucu
yüksekte kalan kısma “antiklinal” , alçakta kalan kısma ise “senklinal”
denmektedir.
Kırık Dağlar:
Orojenez sonrası bazı dağlar kıvrılma yeteneğini kaybederek kırılırlar. Kırılma
sonrasında bazı kısımlar çökerken, bazı kısımlar yüksekte kalmaktadır. Yüksekte
kalan kısımlara “horst”, alçakta kalan kısımlara “graben” denmektedir. Horst ve
grabenler arasında ise fay hatları bulunmaktadır. Ege Bölgesi’ndeki dağlar bu
şekilde oluşmuştur. Ülkemizdeki kırık dağlar şunlardır; Menteşe Dağları, Kaz
Dağları, Kazak Dağları, Madra Dağları, Yund Dağları ve Boz Dağlar.
Volkanik Hareketlerle Meydana Gelen Dağlar
Doğu Anadolu’daki Volkanik Dağlar: Ağrı Dağı, Tendürek Dağı, Nemrut Dağı, Süphan Dağı.
İç Anadolu’daki Volkanik Dağlar:
Erciyes Dağı, Hasan Dağı, Karadağ, Karacadağ, Melendiz Dağı.
Ege Bölgesi’ndeki Volkanik Dağlar:
Kula Tepeleri
Marmara Bölgesi’ndeki Volkanik
Dağlar: Uludağ
Güneydoğu Anadolu’daki Volkanik
Dağlar: Karacadağ
Karadeniz Bölgesi’ndeki Volkanik
Dağlar: Köroğlu Dağları
Akdeniz Bölgesi’ndeki Volkanik
Dağlar: Hassa Bölgesi
Kuzey Anadolu Dağları: Alp-Himalaya dağ kuşağının Türkiye’deki kuzey kanadını oluşturan dağlardır. Karadeniz Bölgesi’nde iki sıra halinde uzanan bu dağlardan kıyıya paralel olanları Canik, Küre, Giresun, Gümüşhane, Kalkanlı, Rize ve Trabzon Dağları’dır. Batıdan doğuya doğru uzanan ikinci sıra ise Köroğlu, Ilgaz, Yıldız, Deveci, Çimen, Kop, Mescid ve Yalnızçam Dağları’dır. Güney Anadolu Dağları (Toroslar): Batı ve Orta Toros dağ sıralarından oluşmaktadır. Batı Toroslar Antalya Körfezi’nin iki yanında uzanır, Elmalı, Bey, Geyik ve Sultan Dağları’ndan oluşur. Orta Toroslar ise Taşeli Platosu ile Uzun Yayla arasında yer alır. Bolkar, Aladağlar, Tahtalı, Binboğa ve Nur (Amanos) Dağları’ndan oluşmaktadır. Güneydoğu Anadolu Dağları: Bu dağların en yüksek noktası Hakkâri’de bulunan Buzul Dağları’nın doruğudur (Ulu doruk 4135m). Burada bulunan başlıca dağlar Malatya Dağları, Genç Dağlar, Hakkâri Dağları, Bitlis Dağları ve volkanik bir dağ olan Karacadağ’dır.
Doğu Anadolu Dağları: Buradaki dağların büyük bir kısmı Orta Torosların devamı olan sıradağlardır. Bunlar Tahtalı, Mercan, Aras, Karasu Dağları’dır. Ayrıca volkanik birer dağ olan Büyük ve Küçük Ağrı, Süphan, Tendürek ve Nemrut Dağları da bu bölgede yer almaktadır. İç Anadolu Dağları: Bu bölgede yer alan dağlar Sultan, Sündiken, Tecer, Çamlıbel, Akdağlar, Hınzır Dağları ile Erciyes, Melendiz, Hasan, Karadağ ve Karacadağ gibi volkanik dağlardır. Batı Anadolu Dağları: Genel olarak kırılma sonucu oluşmuş horstlardır. Biga, Kaz, Madra, Yund, Bozdağlar, Aydın ve Menteşe Dağları Batı Anadolu’da yer alan dağlardır.
Platolar
Platolar, Çevrelerine göre yüksekte olan ve akarsular tarafından yarılmış geniş düzlüklere plato adı verilmektedir. Ülkemizde platoların en çok bulunduğu bölge Tuz Gölü çevresidir. Türkiye’de platolar oldukça geniş yer kaplamaktadır. Engebeli ve dağlık bir ülke olmamıza rağmen bu kadar çok platoya sahip olmamızın nedeni üçüncü ve dördüncü jeolojik zamanlarda gerçekleşen toplu yükselmelerdir.
Volkanik Platolar:
Lav tabakalarının akarsular tarafından yarılmasıyla oluşan platolardır.
Ülkemizdeki en yüksek platolar olan volkanik platoların toprakları oldukça
verimlidir. Fakat yükseklik ve iklim şartlarının elverişsiz olması nedeniyle
tarım için kullanılamamaktadırlar. Erzurum-Kars Platosu ve Ardahan Platosu
ülkemizdeki volkanik platolara örnektir
Karstik Platolar:
Eriyebilen ve çözünebilen kayaçların bulunduğu arazilerin, akarsular tarafından
aşındırılması ile oluşmuş platolardır. Akdeniz Bölgesi’ndeki Taşeli ve Teke
Platosu ülkemizdeki karstik platolardır
Tabaka Düzlüğü Platoları:
Tabaka düzlüğü veya yatay duruşlu denilen bu platolar, kumlu, killi ve kalker
özelliğindeki yatay tabakalara sahip tortulların, akarsular tarafından
yarılmasıyla oluşmuştur. Bu platolara İç Anadolu Bölgesi’nde sık
rastlanmaktadır. Obruk, Cihanbeyli, Haymana, Bozok, Uzunyayla ve Yazılıkaya bu
tür platolardandır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Gaziantep ve Şanlıurfa
Platoları da tabaka düzlüğü platolarına örnektir
Aşındırma Platoları:
Uzun yıllar akarsu, rüzgâr gibi dış kuvvetlerle yer şekillerinin aşınması
sonucu oluşan platolardır. Marmara Bölgesi’ndeki Çatalca-Kocaeli Platosu ile
Karadeniz Bölgesi’ndeki Perşembe Platosu aşındırma platolarıdır.
Ovalar
ise Akarsuların taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşan geniş düzlüklere ova
denmektedir. Ovalar genel olarak tarım ve yerleşim için uygun, ulaşımın
kolaylıkla yapıldığı yerlerdir. Maden suları ve sıcak su kaynakları açısından
zengindirler. Oluşumlarına göre ovalar şu şekilde sınıflandırılmaktadır.
Tektonik (Çöküntü) Ovaları: Fay
hattına bağlı olarak ortaya çıkan çöküntü alanlarına, akarsuların taşıdığı
alüvyonların dolması sonucu oluşan ovalardır. Bölgelere göre tektonik ovaların
dağılışı şu şekildedir;
Ege Bölgesi:
Soma Ovası, Bergama Ovası, Turgutlu Ovası, Akhisar Ovası, Salihli Ovası,
Torbalı Ovası, Söke Ovası, Alaşehir Ovası, Ödemiş Ovası, Yeni Pazar Ovası ve
Koçarlı Ovası.
Marmara Bölgesi:
Adapazarı Ovası, Balıkesir Ovası, Mustafa Kemalpaşa Ovası, Bursa Ovası, Ergene
Ovası ve İnegöl Ovası.
Akdeniz Bölgesi:
Amik Ovası ve Kahramanmaraş Ovası.
Karadeniz Bölgesi:
Bolu Ovası, Düzce Ovası, Sulu Ova, Tosya Ovası, Taş Ova, Merzifon Ovası, Erbaa
Ovası, Niksar Ovası, Zile Ovası, Turhal Ovası ve Artova.
Doğu Anadolu Bölgesi:
Elazığ Ovası, Malatya Ovası, Varto Ovası, Karlıova, Hınıs Ovası, Elbistan
Ovası, Iğdır Ovası, Erzurum Ovası, Erzincan Ovası, Yüksekova, Pasinler Ovası ve
Tercan Ovası.
İç Anadolu Bölgesi:
Kayseri Ovası, Konya Ovası, Develi Ovası, Aksaray Ovası, Eskişehir Ovası ve
Çubuk Ovası.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi:
Ceylanpınar Ovası, Suruç Ovası, Birecik Ovası ve Harran Ovası.
Delta Ovaları:
Akarsuların taşıdığı alüvyal malzemelerin deniz kıyısında birikmesi sonucu
oluşan ovalardır. Bir delta ovasının oluşması için gel-git olaylarının ve deniz
kıyısında derinliğin çok fazla olmaması gerekmektedir. Ayrıca akarsuyun bol
miktarda alüvyal malzeme taşıması gereklidir. Bölgelere göre delta ovalarının
dağılışı şu şekildedir;
Ege Bölgesi:
Balat Ovası (Büyük Menderes ile), Selçuk-Efes Ovası (Küçük Menderes ile),
Menemen Ovası (Gediz ile), Dikili Ovası (Bakırçay ile).
Akdeniz Bölgesi:
Çukurova (Ceyhan ve Seyhan nehirleri ile) ve Silifke Ovası.
Karadeniz Bölgesi:
Bafra Ovası (Kızılırmak ile), Çarşamba Ovası (Yeşilırmak ile).
Karstik Ovalar: Kalker,
alçıtaşı, kaya tuzu gibi özellikte olan bölgelerde çözünmeye bağlı olarak
oluşan ovalardır. Genellikle Akdeniz Bölgesi’nde yer alan karstik ovalar
verimsiz arazilerdir. Acıpayam Ovası, Tefenni Ovası, Korkuteli Ovası, Muğla
Ovası, Elmalı Ovası ve Kestel Ovası ülkemizde bulunan karstik ovalardır.
Eski Göl Yeri Ovaları:
Genel olarak İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan bu ovalar, eskiden göl olan
yerlerin sularının zamanla çekilip, buraya akarsuların taşıdığı alüvyal malzemelerin
birikmesiyle oluşmuştur.
Lav Örtüsü Ovaları:
Volkanik hareketler sonucu oluşan ovalardır. Muradiye Ovası, Malazgirt Ovası ve
Çaldıran Ovası lav örtüsü ovalarına örnektir.
Dağ Eteği Ovaları:
Dağlık bölgelerde taşınan malzemelerin, eğimin azaldığı yani dağ eteklerinde
birikmesi sonucu oluşan ovalardır. Bursa Ovası, Akşehir Ovası ve İnegöl Ovası
bu şekilde oluşmuş ovalara örnektir.
Yorumlar
Yorum Gönder