Türkiye’nin Doğal Bitki Örtüsü


Türkiye ana çizgileri ile iklim özelliklerine bağlı olmak üzere çevresine nazaran çok değişik bir doğal bitki örtüsüne sahiptir. Toprak ve reliyef şartları yanında insan faktörünün de etkisiyle ülkemiz doğal bitki örtüsü farklı coğrafi bölgelerimizde farklı özellikler içinde farklı biçimde karşımıza çıkar. Ülkemizdeki doğal bitki örtüsünün bugünkü görünümü alması dördüncü zamanda nemli ve kurak devrelerin birbirini takip ettiği süre içinde olmuştur. Ancak yeryüzünün en eski yerleşim alanlarından biri olan Anadolu yarımadasında doğal bitki örtüsü özellikle ormanlar yakacak, kereste, tarım alanı açma, otlak olarak kullanılma gibi nedenler ile yüzyıllar içinde tahrip edilmiş ve de yer yer ortadan kaldırılmıştır. Buna göre kuzey kıyılarımız boyunca her mevsimi yağışlı Karadeniz ikliminin etkisi altında bulunan yerlerde nemcil, gür bir doğal bitki örtüsüyle karşılaşılır. Ayrıca İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin alçak alanlarında farklı iklim, toprak ve reliyef koşulları altında genelde step formasyonu dikkati çekerken yüksek kesimlerde orman sınırının üzerinde kalan sahalarda bu defa Alpin çayırlar görülür. İşte bütün bunlardan sonra ülkemizdeki doğal bitki örtüsünü orman formasyonu, maki, garik formasyonu, step formasyonu, Alpin çayırlar, tuzcul kıyı bitkileri olmak üzere beş grupta inceleyebiliriz.

Orman Alanları: Ağaç topluluklarının geniş sahalar halinde yayıldığı alanlar orman formasyonunu meydana getirir. Ağaç toplulukları diğer bir değişle ormanlarımız Kuzey Anadolu dağlarının Kuzeye bakan yamaçlarında deniz seviyesinden 1200 m. kadar olan kesimde yapraklı ağaçlardan (kayın, gürgen, ıhlamur, akçaağaç, meşe, kestane, kızılağaç, karaağaç) meydana gelmiş nemli ormanlar yanında ülkemizin diğer bölgelerinde dikkati çeken kuru ormanlar olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkar. 

Ayrıca ülkemizdeki ormanlarımızı koru, bozuk koru, baltalık, bozuk baltalık olmak üzere de ayırabiliriz. Ülkemiz ormanlık alanları 20 milyon hektar kadardır. Orman alanlarımızın %21'i iyi koru ormanı, %27'si bozuk koru, %15'i baltalık, %37'si bozuk baltalık fundalık karışımıdır. Ülkemizdeki ormanlık alanları coğrafi bölgelerimize göre Karadeniz Bölgesi ormanları, Batı Anadolu "Marmara ve Ege Bölgesi" ormanları, Akdeniz Bölgesi ormanları, İç ve Doğu Anadolu ormanları olmak üzere dört grup halinde toplayabiliriz.

Karadeniz Bölgesi Ormanları

Bol yağış alan bu bölgemiz kıyılarında orman alanları özellikle deniz seviyesinden başlayıp 2000 m. yüksekliklere kadar olan alanlarda Doğuda Batı kesimden daha gür bir şekilde olmak üzere yer yer daralan yer yerde genişleyen bir şerit halinde aşağı seviyelerde bazı maki elemanlarını da (Sandal, Kocayemiş, Menengiç, Akçakesme) içine alacak şekilde devam eder. Sonra ise Kuzey yamaçları boyunca 200 m başlayan kayın, kestane, ıhlamur, gürgen, meşe, akçaağaç, kızılağaç gibi yapraklarını döken ağaçlardan oluşan ve 1200 m. ye kadar devam eden bir kuşak ile karşılaşılır. Burası aynı zamanda yapraklı koru ormanları olarak bilinen sahadır.

 Karadeniz Bölgesi'ndeki orman alanları 1200 m. den sonra Batı, Orta ve Doğu kesimde değişik bir görüntü verir. Buna göre Batı ve Orta kesimde kıyıda karaçam ve göknarlar yoğunlukta olurken doğuda göknar, sarıçam ve ladinler yoğunluk kazanır. Karadeniz dağlarının Güney yamaçlarında ve ikinci sıralar üzerinde aşağı seviyelerde kuru ormanlar hâkimdir. Burada aşağı seviyelerde çeşitli meşe türleri yoğunlukta olurken üst seviyelerde 600-800 m.'den 1000 m.'ye kadar olan kesimlerde yapraklarını dökenler (kayın, gürgen, kızılağaç, kırağaç, ıhlamur) üst seviyelerde ise sarıçam, karaçam, ardıç ve göknarlar yer alır. Kuzey Anadolu dağlarında orman üst sınırı 2000 m. civarındadır. Bu yükseltiden sonra ağaçlar ortadan kalkar. Sahada Alpin çayırlar başlar. Türkiye genelinde Karadeniz ormanları %32 bir değer gösterir ki bu da bütün orman alanlarımızın üçte biridir.

Batı Anadolu "Marmara ve Ege Bölgesi" Ormanları

Bu sahadaki ormanlık alanlar Marmara Bölgesinin Kocaeli, Samanlı dağları, Bursa, Biga Korudağı ve Istranca yörelerinde dikkati çeker. Özelliklede kuzey yamaçlarda yaygındır. Bu bakımdan Uludağ, ağaççık katı, yapraklı ormanlar katı, iğne yapraklılar ve Alpin çayır katı olmak üzere bir kademeli yapı gösterir. Batı bölgesi ormanlık alanları ülkemiz ormanlık sahalarının %38'ini kaplar. Buradaki belli başlı türler ise meşe, kayın, kestane, gürgen, göknar, karaçam, kızılçamdır. Marmara bölgesinde Uludağ'da ormanın üst sınırı 2100'dir, bu yükseltiden sonra tek tük ortaya çıkan cüce ardıçlardan sonra Alpin çayırlar başlar.

 Bu saha dışında Samanlı dağlarında 350-400 metrelerden sonra, Istrancalarda, Koru dağında ve Edremit kuzeyinde Kazdağı ile çevresinde ormanlık alanlara rastlanır. Bu kesimlerde kuzey yamaçlar nemli ormanları oluştururken güney yamaçlar kuru ormanlardır. Kazdağı ve çevresi kayın ile karaçam ormanları yanında 1200'den sonra dikkati çeken Kazdağı Göknarı ile ünlüdür. Kurakçıl orman özelliği gösteren Ege Bölgesi orman alanları ise genelde Horst sahaları üzerinde yer alır. Meşe ve ardıç türleri yanında kızılçamlar buradaki başlıca türlerdir. Aydın dağları, Bozdağlar, Manisa ve Samsun dağı bu bakımdan gelişmiş kütlelerdir. Bu kütleler dışında Kozak kütlesi, Beşparmak ile Madranbaba dağları fıstık çamlarının yoğunluk kazandığı dağlardır. Ayrıca güney kesimde Datça yarımadasının doğusu Marmaris, Köyceğiz çevresinde alçak kesimlerde görülen Sığla günlük ağaçlarının teşkil ettiği ormanlar relikt bir topluluk olarak karşımıza çıkarlar. Ege bölgesindeki yüksek alanlarda ormanın üst sınırı 2100 m. bulur.

Akdeniz Bölgesi Ormanları

Bu bölgemizdeki ormanlar Dalaman çayı vadisinin doğu kesiminden başlayıp İskenderun Körfezi'nin doğusuna kadar devam eden Toros ve Amanus dağları üzerinde yer alır. Buradaki ormanlar genelde 700-800 m. yükseltiye kadar çıkan maki formasyonunun üzerinden başlar ve 2100 m.'ye kadar olan yükseltide devam ederler. Alt seviyelerde kızılçam ve çeşitli meşe türleri hâkim olurken üst seviyeler 1200-2100 m. arası sedir, göknar ve ardıçlardan oluşur. Özellikle Lübnan sediri, Toros göknarı başlıca türlerdir. Bu bölgemizdeki orman alanları ülkemiz ormanlarının %20'sini kaplarlar. Akdeniz kıyıları boyunca uzanan ormanlarımızın %80'ni koru ormanı olurken %20 baltalık şeklindedir.

İç Bölgelerimizin Orman Alanları

   İç bölgelerimiz orman alanları bakımından fakir bölgelerimizdir. İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki toplam orman alanı tüm Türkiye ormanları içinde ancak %10 gibi bir değere sahiptir. Bunda başlıca neden ise klimatik şartlardaki elverişsizlik ve yüzyıllar boyunca süregelen tahriptir. Özellikle yağışlardaki yetersizlik uzun süren kurak devreler ağaçlanmayı önler. İç Anadolu’daki orman alanları volkanik yapı gösteren yüksek dağlar (Melendiz, Erciyes, Hasandağ) ile Yozgat Sivas arasındaki Akdağ yamaçlarında meşe toplulukları ardıç ve karaçam kümeleri halinde dikkati çeker. Doğu Anadolu'da ise ormanlık alanların hâkim türü meşelerdir. Plato ve yüksek dağlar üzerinde parçalar halinde kuru orman karakterinde bulunurlar. Özellikle Güneydoğu Toroslar ‘da Mazıdağı, Kulp dağı ile Tunceli, Bingöl çevrelerinde yoğunluk kazanan bu ormanlar 850 m.'den başlayıp 2400-2600 m.'ye kadar çıkarlar. Doğu Anadolu Bölgesi'nde (Kuzeydoğuda Yalnızçam dağlarında, Sarıkamış çevresinde) ülkemizdeki orman sınırının en yüksek olduğu noktaya (2800 m.) ulaşılır, burada Sarıçam korulukları dikkat çeker.

Maki ve Garig Formasyonu

Genelde Akdeniz ikliminin hâkim olduğu yerlerde ve orman tahribinin yoğun olduğu sahalarda ince gövdeli, sert, bazen kenarları dikensi, cilalı daimi yeşil yapraklı 3-4 m. boyları olan çalı görünüşlü ya da ağaççık şeklindeki bitki toplulukları maki formasyonu olarak adlandırılır. Bu formasyonu ülkemizde en yaygın olarak Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgelerimizde görürüz. Bu bölgelerimizde deniz seviyesinden başlayıp yer yer 600 m.'ye kadar olan sahalarda Maki formasyonu yoğun bir şekilde karşımıza çıkar.

 Bu formasyonun başlıca türleri Kocayemiş, Sandal, Funda, Mersin, Menengiç, Keçiboynuzu, Pırnal Meşesi, Defne, Akçakesme, Erguvan, Katran ardıçı, Katırtırnağı, Zakkum, Laden, Tesbihtir. Bu türler gerçek Akdeniz ikliminden uzaklaştıkça çeşit bakımından azalmaları yanında karakter bakımından da değişikliklere (Karadeniz Bölgesinde kışın yapraklarını döken Kızılcık, Geyikdikeni, Böğürtlen, Yabani erik, Yabani elma, Üvez, vs.) uğrarlar. 

Garig formasyonunun ise Akdeniz ikliminin hâkim olduğu alanlarda ancak toprak şartlarının daha elverişsiz eğimlerin daha fazla ve yağışların daha az olduğu kesimlerde ayrıca makilerin tahrip olduğu sahalarda karşımıza çıkar. Bunlar son derece kurakçıl bitki topluluklarıdır. Başlıca türleri kermez meşesi, akçakesme, kekik, adaçayı, laden, katran ardıcı ve gevendir.

Step Formasyonu

Yağışların daha az mevsimler arasındaki sıcaklık farklarının daha fazla olduğu alanlar ot formasyonunun geliştiği sahalardır. Ot cinsi bitkilerden meydana gelen stepler, diğer bir değişle bozkırlar ülkemiz bütününde çok geniş alanlar kaplar. Bu sahaların bir kısmı doğal olurken bir kısmı da ormanların insanlar tarafından tahribi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan İç Anadolu’nun orta bölümü (Konya ve Ereğli havzaları, Tuz gölü çevreleri) asıl step sahası olarak karşımıza çıkar. Step formasyonunun gelişme gösterdiği bu bölümde yağışlar 250 mm. altına düşer.

 Bu sahada görülen bitkiler kendilerini kurak şartlara son derece adapte etmişler ve keçe gibi tüylü dikenli, az yapraklı olarak karşımıza çıkarlar. Gerçek step alanları dışında ormanların tahribi ile ortaya çıkan step sahaları ise çok daha geniş sahalar kaplar. Bu bakımdan Doğu Anadolu platoları geniş ot formasyonu sahası olarak karşımıza çıkar. Buralarda görülen türler genelde yılın en yağışlı devresinde hızlı bir gelişme gösterir. Daha sonra ise vejetatif hayatını son derece yavaşlatır. Step formasyonunda yer alan bitkilerin bir kısmı kısa yaşamlı olurken bir kısımıda yaşamını yıl boyunca devam ettirir. Buradaki türler daha ziyade soğanlı, yumrulu, dikenli ve kokuludurlar. Başlıcaları ise geven, yavşan otu, yumak otu, üzerlik otu, deve dikeni, sütleğen, kekiktir.

Alpin Çayırlar

Genellikle dağların yüksek kesimlerinde orman örtüsünün üst sınırından sonra ortaya çıkan ot örtüsü alanı Alpin çayırlar olarak bilinir. Ülkemizde Alpin çayırlar dağların 2100 m. den sonraki kesimlerde görülmeye başlar. İlkbahar ve yaz mevsimlerinde karların erimesi ile ortaya çıkan bu çayırlar rengârenk açan çiçekleri yanında yer yer de 1 m.'yi bulan uzun boyları ile dikkat çekerler. 

Kuzeyde yer alan Karadeniz Dağları ile Torosların yüksek seviyeleri yanında Kars-Ardahan yaylasının bulunduğu alan ülkemizde Alpin çayırlarının en belirgin görüldüğü sahalardır. Sıcaklık derecesinin ağaç yetişmesine imkân vermediği bu alanlar genelde yılın büyük kesiminde karla örtülü olurken yaz mevsiminde bulutsuz açık atmosferi yanında elverişli sıcaklık koşulları ile çayırların gelişme alanıdır. Bu sahalar ayrıca ülkemizde büyükbaş hayvancılık ekonomisinin yürütüldüğü önemli sahalardır.

Kıyı Bitkileri

Üç yanı denizlerle çevrili olan ülkemizin 8000 km.'yi bulan kıyılarında yer yer görülen kumsal, plaj sahaları ve deltalar üzerinde çeşitli kıyı bitkileri ile karşılaşılır. Uzun kumul setleri ve onların gerisindeki art kıyı setleri arasında tuzlu bataklıklar ile delta alanlarında kumcul ve tuzcul kıyı bitkileri içinde en önemli türler olarak çeşitli saz ve kamış türleri yanında Ilgın, Hayıt, Zakkum ve Karaçalıyı sayabiliriz.

ORMANLAR

Ülkemizin yaklaşık % 27,64'ü ormanlarla kaplı olup bu ormanların büyük çoğunluğu kıyı kesimlerinde yer almaktadır. Türkiye’de ormanların dağılışında en fazla yağış miktarı etkilidir. Yağışların fazla olduğu kıyı bölgeler orman bakımından da zengindir. Doğu Karadeniz kıyıları hariç tahrip edilen ormanların kendini yenilemesi yurdumuzun birçok yerinde zordur. Ormanlar, ağaçların oluşturduğu topluluğa denir. Ağaçlar yapraklarının özelliğine göre iğne ve geniş yapraklı diye iki gruba ayrılır. 

Sıcaklığın fazla olduğu yerlerde geniş yapraklı ormanlar, sıcaklığın azaldığı yerlerde ise iğne yapraklı ormanlar yer alır. Ormanların gelişmesini sınırlayan iklim olayları sıcaklık ve yağıştır. Orman üst sınırını sıcaklık belirler. Bu sınır ormanların ortadan kalktığı ve ağaçların azaldığı yerlerdir. Orman alt sınırını ise yağış belirler. Ülkemizde orman üst sınırının en fazla olduğu yerler Doğu Anadolu Bölgesi’ndedir. Burada orman üst sınırı 2800 m dir. İç Anadolu’da 2500 m, Akdeniz Bölgesi’nde 2100 m ve Karadeniz Bölgesi’nde 2000 m’dir.

İĞNE YAPRAKLI AĞAÇLAR

KIZILÇAM: Kızılçam, ışığı seven hızlı büyüyen bir çam türüdür. Dünyadaki en geniş yayılışı Türkiye'dedir. Esas olarak Akdeniz ve Ege Bölgelerinde geniş ormanlar oluştururlar.

FISTIK ÇAMI: Tipik bir Akdeniz ağacı olan fıstıkçamı, özellikle Batı ve Güney Anadolu'da ormanlar kurar. Tohumları oldukça büyüktür. Halk arasında "çam fıstığı" diye adlandırılan tohumları Batı Anadolu yöresindeki köylüler için önemli bir gelir kaynağıdır.

SARIÇAM: Sarıçam, Kuzey Anadolu'nun yüksek dağlık kesimlerinde saf yâda karışık ormanlar kurmakla birlikte, küçük adacıklar halinde iç ve güney bölgelerimize kadar ulaşır. Narin gövdeli, sivri tepeli ve ince dallı bir ağaçtır. Yetişkin bireylerinin boyu 40 metreyi aşar.

KARAÇAM: İç bölgelerimiz ile bütün kıyı bölgelerimizin dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar.

ARDIÇ: Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen hemen bütün bölgelerimizin yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir.

SEDİR: Batı, Orta Toroslar ’da doğal olarak bulunur. Toros Sedirinin dünya üzerindeki en geniş doğal ormanları Türkiye'dedir.

GÖKNAR(KÖKNAR):40m'ye kadar boylanabilen gök narlar, kendine özgü formu, gövde kabuğu iğne yaprakları ve hatta kokusu ile Çamgiller familyasının diğer türlerinden ayırt edilebilir. Dünya üzerindeki 40 türünden dördü; Doğu Karadeniz gök narı, Batı Karadeniz gök narı, Kazdağı gök narı, Toros gök narı ülkemizde doğal yayılış alanı gösterir.

LADİN: Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösterir. Ülkemizde Doğu Karadeniz dağlarının denize bakan yüksek kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kuran türü Doğu ladinidir.

SERVİ: Fıstık çamı ile birlikte Akdeniz'in doğal peyzajını karakterize eder. Türkülere konu olmuş inceliği, uzun boyu (30-35 m) ve koyu yeşil yaprak dokusu ile uzaklardan dikkati çeker.

GENİŞ YAPRAKLI AĞAÇLAR

MEŞE: Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. 25 m boya ve 2 m çapa erişebilen geniş tepeli ağaçlardan 3-5 m boya sahip çalılara kadar değişen türleri vardır.

KAYIN: Daha çok kuzey bölgelerimizde doğal yayılış göstermekle birlikte kayın ağacı güneydeki Nur dağlarında da yayılış gösterir. Saf yâda gök nar, ladin, çam ve meşelerle karışık geniş ormanlar kurar.

GÜRGEN: Trakya, Ege, Marmara Bölgesi, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yayılış gösterir. Genellikle kuzey ve güney kıyı bölgelerimizin karışık ormanlarında bulunur.

KIZILAĞAÇ: Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz'de saf ve karışık olarak yayılış gösterir.

AKÇAAĞAÇ: Adını, açık renkli odunundan alır. Kanatlı meyveleri kelebeğe benzediği için bazı bölgelerde "kelebek ağaçları" olarak da anılmaktadır.

KESTANE: Kuzey Anadolu ve Marmara Bölgesi'nde yayılış gösterir. Çiçekleri önemli bir bal kaynağı olan kestanenin meyvesi de ekonomik değere sahiptir.

DİŞBUDAK: Doğu ve Batı Karadeniz Bölümleri ile Marmara ve Ege Bölgesi'nde yayılış gösterir.

IHLAMUR: Kuzey Anadolu Dağlarının denize bakan yamaçlarında 1000 metre yüksekliğe kadar yetişebilmektedir. Çok geç açan çiçekleri (Haziran-Temmuz) kurutularak çay gibi içilir.

ÇINAR: Orman bölgelerindeki dere içlerinde ve akarsu yataklarında doğal olarak yetişir.

KAVAK: Türkiye'nin hemen her bölgesinde yayılış gösterir. Doğal yayılış gösteren türleri; Karakavak, Akkavak, Titrek kavak, Fırat kavağıdır.

B.MAKİ: Maki; Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde, kızılçam ve meşe ormanlarının tahrip edilmesiyle ortaya çıkan, bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsüdür. Genellikle 1-3 m boyundadır. Makiyi oluşturan bitkilerin yaprakları kalın, sert, cilalı veya keçe gibi tüylüdür. Makiyi oluşturan başlıca bitkiler; Yabani zeytin, mersin, keçiboynuzu, kermez meşesi, sandal, kocayemiş, defne, sakız, menengiç, zakkum, tesbih ağacı ve akçakesmedir. 

Makiler; Marmara kıyılarında 300-400 m, Ege kıyılarında 500-600m, Akdeniz kıyılarında 700-800m yükseltiye kadar çıkabilmektedir. Makilerin çıkabildiği üst sınırın bölgelere göre değişiklik göstermesinin nedeni, sıcaklığın enleme göre değişmesidir. Akdeniz ve Ege kıyılarında makilerin tahrip edildiği, toprağın inceldiği alanlarda dikenli çalılardan oluşan bitki toplulukları görülür. Garig adı verilen bu bitkilerin başlıcaları; lavanta çiçeği, diken çalısı, süpürge çalısı, laden, yasemin ve fundadır. Karadeniz kıyılarında da ormanların tahrip edildiği yerlerde çalılara rastlanır. Bunlara “yalancı maki (psödomaki) ” denir.

BOZKIR: Kurak ve yarı kurak bölgelerde, ilkbahar yağışlarıyla yeşeren ve yaz kuraklığının etkisiyle sararan ot topluluklarıdır. Bozkırlarda görülen yaygın ot türleri; geven, çoban yastığı, üzerlik, çakırdikeni, yavşan otu, gelincik, sığırkuyruğu, kılıç otu, çayır üçgülü, peygamber çiçeğidir. Ülkemizin önemli bir bölümünde bozkırlar yer almaktadır. Fakat bu alanların hepsi doğal bozkır değildir. İç kesimlerde insanlar tarafından ormanların tahrip edilmesiyle oluşan bozkır alanları da vardır. Bunlara antropojen bozkır adı verilir.

   ÇAYIR: İlkbaharda yeşerip yaz boyu yeşil kalan, bozkırlardan daha gür ot toplulukları çayır, dağ çayırı veya Alpin çayır olarak adlandırılır. Bunlar, Erzurum-Kars çevresindeki yüksek plato alanlarında, Kuzey Anadolu Dağlarında, Toroslar ‘da ve ülkemizin doğusunda yer alan yüksek dağlarda görülmektedir. Dağ çayırlarını oluşturan başlıca ot türleri; geven, yumak, tarla sarmaşığı, düğün çiçeği, Sarıçiçekli orman gülü, mine, kar çiçekleri, kardelen, taşkıran, yıldız ve çayırdır


Yorumlar

En çok araştırılanlar